Manşet

Eğitim Hakkı

Yazar Unknown 11 Aralık 2015 Cuma 0 yorum


Çocuk Hakları ve Eğitim


Bilgili, sorumlu, haklarından yararlanma yeteneği gelişmiş çocukların topluma kazandırılabilmesi ancak iyi bir temel eğitim olanağının sağlanmasına bağlıdır. Sözleşmenin 28 inci maddesi ile hiçbir ayırım gözetilmeksizin bütün çocukların eğitim hakkına sahip olduğu belirtilmekte; eğitimin kalitesini belirleyen bir çerçeve sunulmaktadır. 29. madde çocuk merkezli bir öğretme ve öğrenme modelini öngörerek; öğrencilerin eğitim sürecine aktif biçimde katılacakları, kendi başlarına sorunlarını çözebilecekleri, yaşam boyu öğrenerek doğru kararlar verebilecek özgüveni kazanacakları bir yapıyı gündeme getirmektedir.




Aktif ve çocuk merkezli bu yapının sağlıklı bir biçimde işleyebilmesi için bu süreçte ulusal vizyon, strateji ve hedeflerin belirlenmesi, ilke, politika prosedürlerinin açıkça tanımlanması, eğitim düzeyi ve başarı için standartların koyulması, nitelikli insan gücünün bu projede yer alması, kaynakların harekete geçirilmesi, kamuoyunun duyarlılığının artırılması ve etkili bir denetim mekanizması kurulması gerekmektedir. Toplumsal değişim ve kişisel dönüşümde yaşamsal bir önemi olan eğitimde, erişilebilirlik, kalite, esneklik ve kız çocuklarına yönelik ayırımcılığın önlenmesi gerçek demokrasinin işlerlik kazanması için de bir zorunluluktur.


Beş Yıllık Kalkınma Plânında öngörülen “2000’li yıllar için sağlıklı doğup büyüyen, gelişen, istismar edilmeyen, demokratik, lâik dünya görüşünü benimseyen, çağdaş, inançlara ve insan haklarına saygılı, hak ve sorumluluklarının bilincine varmış, katılımcı ve paylaşımcı, kendisini ifade edebilen ve gerçekleştirebilen, hoşgörülü ve sevecen, moral değerlere sahip, yararlı olmayı ilke edinmiş, çağdaş bilgi ve becerilerle donatılmış, üretken bireylerin yetiştirilmesi” hedefi her zaman için vazgeçilmezliğini korumaktadır. Bu hedef doğrultusunda 21 inci yüzyılın insanının yetiştirilmesinde önemli açılımlar sağlayacak olan 8 yıllık zorunlu temel eğitimin 12 yıla çıkarılması çabaları da eğitim hakkının yaşama geçirilmesine ve eğitim kalitesinin yükseltilmesine ivme kazandıracaktır.

Herkese yüksek kalitede eğitim görme hakkının sağlanması, kişisel, sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif yönlerden gelişme olanaklarının sunulması, eğitim ve öğretimle kazanılanların toplumsal yaşama, kentsel yaşama ve aile yaşamına katkı sağlayacak uygulamalara dönüştürülmesi gerekmektedir. Toplumsal refahı geliştirmede, yaşam kalitesini yükseltmede, bilimsel ve teknolojik alanda ilerlemede, ekonomik ve sosyal gelişmenin sağlanmasında çocuk ve gençlerin eğitimine yapılacak yatırım en önemli yatırımdır.

Bu nedenle yakın gelecekte toplumun çocuklarla ve eğitimle ilgili programlarının plânlanması ve izlenmesi, merkezi olmayan bütünleştirilmiş plânlama ve seferberlik düşüncesinin özendirilmesi, özellikle eğitim ve istihdam alanlarında cinsiyete dayalı eşitsizliklerin ortadan kaldırılması, varlığını sürdürme ve gelişmeye yönelik, yaşama, büyüme ile psikolojik ve sosyal yönleri olan gelişme için erken çocukluk döneminde bakım çerçevesinde bütünleştirilmiş bir yaklaşım, çocuğun suistimal ve istismardan korunması, ergen sağlığı ve gelişimi konularında devletin, sivil toplum örgütlerinin, halkın ve ailenin Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmasında iş birliği yapması ve uygulamaların izlenmesi için yöntemler geliştirilmesi gerekmektedir



Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin çocuğun yüksek kalitede eğitim hakkı üzerindeki ısrarı, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de eğitim alanındaki yeniliklerin itici gücünü oluşturmaktadır. Eğitim kalitesi vizyonu, eğitim sisteminin yönetimine de uzanmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı bu amaçla, 19.10.1999 tarihinde Toplam Kalite Yönetimi Uygulama Yönergesi ve Projesini yürürlüğe koyarak merkez ve taşra teşkilâtından çağdaş yönetim anlayışı ve felsefesini gündeme getirerek; 1999 yılında Ulusal Kalite Hareketine katılan kurumlar arasında yer almıştır.

Ekonomik ve toplumsal kalkınmada itici güç olan nitelikli insangücünü yetiştirmek gibi önemli bir görevi üstlenen Millî Eğitim Bakanlığı Merkez Örgütünün, makro düzeyde politika oluşturma, araştırma, geliştirme ve eşgüdüm sağlama görevlerine yaklaşımını ve örgüt kültürünü değişen yönetim paradigmasının ürünü olan Toplam Kalite Yönetimi ilke ve felsefesi doğrultusunda bir yapıya kavuşturması gerekmektedir. Toplam Kalite Yönetimi Uygulama Projesi sadece sınırlı sayıda kişinin görevlendirildiği kalite geliştirme ekiplerinin bürokratik bir işi olarak algılanmamalı, üst yönetimden başlayarak, öncelikle eleştiriye ve bilimsel çalışmaya kapalı örgüt kültürünün değişmesi için çaba gösterilmelidir. Yapıcı bir eleştiri niteliği taşıyan“Özdeğerlendirme Araştırması” süreçlerine tüm kurum personelinin katılımını sağlayacak önlemler alınmalı, kalite ekiplerine üst yönetimce verilen desteği izleyen denetim mekanizmaları geliştirilmelidir. Mükemmellik Modeli çerçevesinde gerçekleştirilen Özdeğerlendirme Araştırması ve daha sonraki süreçlerde Bakanlık Personelinin eğitim ihtiyacı gerçekçi bir biçimde belirlenmeli; “Toplam Kalite Yönetimi İlke ve Felsefesi ile Mükemmellik Modeli”nin istenilen düzeyde uygulamaya geçirilebilmesi için, daha kapsamlı bir eğitim plân ve programı yapılarak hizmet içi eğitimler yoğunlaştırılmalıdır. Bilgi alt yapısı ve birikimi olmayan çalışanların kalite uygulamalarına destek ve katkı vermesi olanaksızdır. Bakanlıkta önemli bir düzeye gelen Toplam Kalite Yönetimi Uygulamalarında etkililiğin sağlanması ve Mükemmellik Modeline işlerlik kazandırılması Çocuk Hakları Sözleşmesi uygulamalarına ve kaliteli eğitime gerekli alt yapıyı oluşturacaktır.



Sonuç

Değişim, dönüşüm, yaratıcı düşünce, motivasyon, ekip çalışması, etkili iletişim, önleyici yaklaşım, sorun belirleme ve çözme temeline dayalı, toplam kalite yönetiminin eğitim hizmetlerindeki yaşamsal önemi; katılımcı, paylaşımcı, astlarına güven duyan, yetki devri ile kaynak kullanımında esneklik sağlayan, performans yönlü kültürü geliştirmeyi benimseyen lider yöneticilere uygulanmalıdır. Zira küresel değişim ve gelişmenin itici gücü verimlilik ve kaliteli eğitimdir. Genelde çocuk hakları, özelde kaliteli eğitim hakkının CHS’inde yer alan vizyon doğrultusunda;
• Yaşam için öğrenme
• Erişilebilirlik
• Kalite ve esneklik
• Toplumsal cinsiyete duyarlılık ve kız çocukların eğitimi
• Küçük çocuğun bakımı
• Anahtar olarak Devlet
ögelerinin ışığında, geleneksel yaklaşımları aşarak, nitelikli insangücü potansiyeli ile 21 inci yüzyılda gelirini adaletle paylaşan, insan haklarını ve demokratik özgürlükleri tam olarak kullanan, barış içinde, gelişmiş dünya ülkeleri arasında seçkin yerini almış çağdaş bir Türkiye hedefinin gerçekleştirilmesini kolaylaştıracaktır.

Hiç yorum yok: